Erteleme, pek çok insanın günlük yaşamında karşılaştığı bir sorun haline gelir. Yapılması gereken işler varken başka şeylerle uğraşmak yaygın bir davranıştır. Gerekeni zamanında yapmak, bir tür disiplin ve örgütlenme becerisi gerektirir. Ertelemenin içsel gerekçeleri, kişilerin psikolojik yapılarında köklü bir yere sahiptir. Aciliyet yanılsamasını anlamak, ertelemeyi aşmanın en etkili yollarından biridir. Aciliyet, bireylerin kendilerini baskı altında hissetmelerine neden olur. Ancak fark edildiğinde, kişiler hedeflerine daha kolay ulaşabilir. Zaman yönetimi stratejileri ve alışkanlık değişiklikleri, ertelemeyi yenmenin etkili araçlarıdır. Hafta sonu yapılması gereken önemli bir iş düşünüldüğünde, bunu gerçekleştirmek için nasıl motivasyon sağlanacağı sorusu önem kazanır. Ertelemeden sıyrılmak için, başarıya giden yolda sağlam adımlar atılmalıdır.
Ertelemenin başlıca psikolojik nedenleri arasında kaygı, mükemmeliyetçilik ve düşük öz yeterlilik gibi unsurlar öne çıkar. Kaygı, kişinin yapılması gereken görevler hakkında hissettiği endişe ile ilişkilidir. Birçok birey, yüksek beklentiler ve sonuç korkusu nedeniyle işleri sürekli ertelemeyi tercih eder. Örneğin, bir kişinin önemli bir sunum için hazırlanması gerektiği durumda, "ya başarısız olursam?" gibi düşünceler zihninde sürekli dönmeye başlayabilir. Bu düşünceler, kişinin sunumunu ertelemesine neden olur ve sonuç olarak kaygı düzeyi daha da artar.
Mükemmeliyetçilik, ertelemenin diğer bir psikolojik kaynağıdır. Mükemmel sonuçlar hedefleyen bireyler, istedikleri standartlara ulaşamayacaklarından korkarlar. Bu korku, işlerin tamamlanmasından çok, mükemmel biçimde yapılmasını sağlayacak baskıya dönüşür. Düşük öz yeterlilik hissi de önemli bir etkendir. Birey, kendisini yetersiz hissettiğinde, görevleri tamamlama isteği kaybolur. Örneğin, yazılı bir ödev yapmakta zorlanan biri, yeterince iyi bir sonuç alamayacağını düşündüğünde, sonuç olarak o ödevi uzun bir süre erteleyebilir. Bu duygularla başa çıkmanın yolu, bireyin öz farkındalığını artırmasıdır.
Sahte aciliyet, bireylerin gerçek önceliklerini gözden kaçırmalarına neden olan bir konudur. İnsanlar genellikle, önemsiz işlere acil etiketi yapıştırarak kendilerini meşgul hissederler. Bu durum, yapılması gereken asıl görevleri erteleme eğilimlerini artırır. Örneğin, bir iş yerinde sosyal medya takibi yapmak veya gereksiz toplantılara katılmak, çalışanın gerçek hedeflerinden uzaklaşmasına sebep olur. Bu gibi sahte aciliyetler, insanları meşgul edebilir ancak sonunda tatmin edici sonuçlar vermez.
Bu sahte yanılgıdan kurtulmak, yapılan işlerin ne kadar önemli olduğunu değerlendirmekle başlar. Önemli görevler belirlenmeli ve gerçek aciliyet derecelerine göre sıralanmalıdır. Günlük yapmak gerekenlerin bir listesini çıkarmak ve bu listede öncelik sıralaması oluşturmak, bireylerin zamanlarını daha etkili bir biçimde kullanmalarını sağlar. Örneğin, en önemli proje üzerinde çalışmak için günün en verimli saatlerini belirlemek, dikkatin dağılmasını en aza indirgeyecektir. Bu sayede, tüm enerji ve motivasyon, asıl hedeflere yönlendirilmiş olur.
Zaman yönetimi, erteleme sorununun üstesinden gelmek için atılan en önemli adımlardandır. Zamanı etkin kullanmanın sırlarından biri, bireyin kendisini tanımasıdır. Herkesin zihin yapısı farklıdır. Bazı kişiler sabah erken saatlerde daha verimli iken, bazıları gece geç saatlere kadar çalışmayı tercih eder. Hangi zaman diliminde en iyi performansı gösterdiğini anlayan birey, o zaman diliminde yoğunlaşarak görevlerini tamamlayabilir.
Liste yapma alışkanlığı, zaman yönetiminde oldukça etkilidir. Yapılacak olan işler, öncelik sırasına göre liste haline getirilmelidir. Bu yöntem, yapılması gerekenler hakkında net bir görüş sağlar. Ayrıca, tamamlanan her işin yanına bir çarpı koymak, kişiye başarı hissi verir. Bu başarı hissi, motivasyonu artırır ve erteleme davranışının azalmasına yol açar. Zaman yönetimi tekniği olarak Pomodoro tekniği de oldukça faydalıdır. 25 dakikalık çalışma süreleri ile 5 dakikalık molalar verilerek, dikkat dağınıklığı en aza indirilir.
Erteleme alışkanlığını yenmek için belirli adımlar atılması gereklidir. Öncelikle, gerçekleştirilmesi planlanan işleri etkili bir şekilde değerlendirmek önemlidir. Hedef belirlemek, bu süreçte kritik bir rol oynar. Hedeflerin belirgin ve ulaşılabilir olması sağlanmalıdır. Gerektiğinde hedefler küçük parçalara bölünerek, aşılacak yollar daha net hale getirilebilir. Örneğin, büyük bir projeye başlamak yerine, ilk aşamasını tamamlamak hedeflenebilir.
İkinci adım, motivasyonu artırmaktır. Kendinize ödüller koymak, tamamlanan işlerinize yönelik olumlu duygular yaratırken, ilerlemeyi sürdürmek için bir teşvik sağlar. Bunun yanı sıra, olumlu alışkanlıkları pekiştirmek için sosyal destek de alınabilir. Yakın arkadaşlar veya iş arkadaşları ile birlikte belirli hedefler üzerinde çalışmak, erteleme davranışını azaltır. Nihayetinde, sürdürülebilir bir başarı sağlama yolunda atılan adımlar, bireyin kendine olan güvenini artırır. Bu da sonuçta, başarılı bir çalışma hayatının kapısını aralar.